28 yıllık Hekim , Atatürk’ün izinde Türk Milliyetçisi . Zafer Partisi GİK üyesi Cihan KOLİP”SANDIĞA GİDERKEN “
SANDIĞA GİDERKEN
28 yıllık Hekim , Atatürk’ün izinde Türk Milliyetçisi . Zafer Partisi GİK üyesi Cihan KOLİP
Eskiden olduğu gibi günümüzdede Ulus kimliği ve Üniter yapı ,
Dünyayı kendi menfaatleri doğrultusunda şekillendiren ve sömüren küresel şirketlerin yada dünyaya hakim olan ailelerin en büyük düşmanıdır .
Öyleki
Ulus devletini yok ederseniz , sömürü politikalarınızın karşısında kimse duramayacaktır .
O yüzden bu menfaat çarkı tüm güçleriyle Ulus kimliğini muhafaza eden Ülkelere saldırmaktadır .
Özelliklede “İleri ve çoğulcu Demokrasi” ile “Etnik ve Mezhepsel kimliklerin temsili “
terimleri en sevdikleri ve sürekli taktıkları maskedir .
Bunlar bazen Basın , kimi zaman Akademisyenler , Tarikatlar , Kitlesel göçler , Siyasi partiler ve uygulattıkları politikalarıyla olur .
Kullandıkları yöntem ve silahlar yıllar geçtikçe değişkenlik gösterebilir .
Ulus kimliğini yok ettikten sonra veya daha önceden kılcal damarlarımıza kadar nüfus ederek ulaşmak istedikleri en dikkat çekici hedefleri
Genetiği oynanmış gıdalar ,
Salgın Hastalıklar , aşılar
ile Su…
Eğer sömürü düzenin kölesi olmak istemiyorsanız siyasi partilerin politikaları bu eksende şekillenmelidir .
Devletin kontrolünde ve desteğinde geliştirilmelidir .
2023 seçimlerinde sandığa giderken ve sonrasında bağımsızlık ateşinin sönmemesi için oy vereceğimiz siyasi partileri ve üzerinde uzlaştıkları metinleri çok iyi etüt etmeliyiz .
Bu anlamda Ulus kimliğinin muhafaza edilmesi yani Atatürk’ün Cumhuriyeti kurduğu 1924 Anayasası vazgeçilmezimiz olmalıdır .
Corona salgınının , devletlerin reflekslerini ölçmek amacıyla emperyalizmin bir simülasyonu olduğunu düşünüyorum .
Daha etkili ve ölümcül pandemilerle yakın gelecekte karşılacağımızı düşünürsek aşı konusunda çok önemli adımlar atmak zorundayız .
2011 yılında çok büyük stratejik hata ile kapatılan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünün modernize edilerek yeniden açılması gerekmektedir .
Küresel ısınma ve göçlerin artarak devam ettiği Anadolu’da kıtlığın yol açacağı sosyolojik travmaları düşünmek bile istemiyorum .
Sınır güvenliği ile
Gıdaya ulaşma ve ata tohumlarını kapsayacak tarımsal kalkınma bir devlet politikası olmalıdır .
Bilim adamlarının ve düşünce kuruluşlarının özellikle belirttiği geleceğin en önemli silahının Su olacağını düşündüğümüzde ,
Bu konuda çok kapsamlı politikalar üretmek zorundayız .
Türk Ulusunun kıymetli özneleri , çok değerli hemşerilerim
Zafer Partisi yıllarca beyin fırtınası yaparak geleceği kurgulayan politikaları ve çözüm önerileri ile bugüne kadar diğer siyasi partilerden farklı olduğunu göstermiştir .
Ulus Devlet ve Üniter yapı temel çıkış noktamız olup rotamızı fahri genel başkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk çizmiştir .
Edirne’den Kars’a yaklaşık 25 milyon hektarlık tarım arazisini en gelişmiş ziraat fakültelerini kurarak mühendislerimiz ve çiftçimizle birlikte tek elden sürecek , gübreleyecek , ata tohumlarıyla ekecek , alım garantisi ile çiftçimizle zenginleşeceğiz .
Bu projenin bir yıllık mazot, gübre ve tohum maliyeti yaklaşık 8 milyar dolardır .
Kazancı ise yaklaşık 90 milyar dolardır .
Kendi Aşımızı çok hızlı üretecek , teknolojik alt yapıyla donanımlı dünyanın en gelişmiş laboratuvarların olduğu Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünü tekrar açacağız .
Belkide hiçbir siyasi partide olmayan Su politikasını en sona bıraktım .
Geleceğin en büyük silahı olan Suyu , küresel ısınma ile buharlaşarak kaybolmasının önüne geçmek ve kurak olan bölgelere ulaşmasını sağlamak amacıyla bütün barajları yer altına indirecek , nehir ve ırmakları yer altından birbirine bağlayacağız .
Belki size maliyetli gelebilir fakat o meşhur beş firmaya 128 sefer yaptığımız vergi afları ile
yap-işlet-devret projelerinin revizyonuyla ,
Sığınmacı ve kaçakların geri gönderimesiyle ,
Kamudaki yaklaşık 125 bin makam aracının ,
ihtiyacı karşılayacak 5 bine indirilmesi gibi tasarruf tedbirleri ile kaynağının hazır olduğunu belirtmek istiyorum .
Takdir Yüce Türk Milletinindir .
Zafer Yakın Meşaleleri Yakın !