Aralık, Kasım’dan Daha İyi….

Aralık, Kasım’dan Daha İyi….

Bahadır Alemdaroğlu

Her ay aynı söz geliyor aklıma, bu ay öbür aydan, öbür ay ötekinden, bilmem ne bilmem ne. Şu sözü halkı düşünüp söylemiş olamazlar, halkın hali ortada. Ha bir de hala halkın durumunu övenler var, herkes görmek istediği gibi görüyor tabi. “Biz iktidar olduktan sonra evlere buzdolabı geldi” diyenlerden ne beklenir ki? Sanırsın 2002 öncesinde Türkiye Cumhuriyeti, Taş Devri yaşıyordu.

***

             2021                            2016

Dolar :  9,70                            2.88

Euro :   11,21                             3.21

Arada beş sene var, Merkez Bankası başkanı bu süreçte 4 kez, Maliye Bakanı 3 kez değişmiş. Ekonomide güttüğümüz politikayı da anlamış değilim, dolar arttıkça biz endişe ediyoruz. Maaş erimesin diye dua edecek hale geldik. Dolar artıyor, benzine zam, dolar artıyor, motorine zam, dolar artıyor, yağa zam… Faiz düşüyor, dolar artıyor. Faiz ile dolar arasında sıkışıp kaldık, ne yöne gitsek yuvarlanıyoruz.

***

Bu ülkenin gençlerinde ülke sevdası diye bir şey bırakmadılar. 18 yaşını dolduran her gencin aklında yurt dışı var. Türkiye’de üniversite okuyup doktor olmak yerine, Amerika’da garson olarak daha fazla para kazanabiliyor insan. Sadece ekonomik açıdan değil eğitim açısından da bir eksiklik var Türkiye’de. Bu ülke Milli Savunma Bakanı olan birinin, Milli Eğitim Bakanı olduğunu bile gördü. Müfredat kişinin menfaatleri doğrultusunda düzenleniyor sanırım. KPSS’de 60 alan yerleşiyor, 90 alan açıkta kalıyor. Diyeceğim o ki, varsa nüfuzlu bir amcan, dayın; işin zaten dünden hazır.

***

Sorun, sorun ve yine sorun… Hangi birini anlatsak diğeri eksik kalacak. Yoksul evine ekmek götürmek için emekli olduktan sonra bile çalışıyor, bazıları da beş yerden maaş alıp gününü gün ediyor. Haksızlık, eşitsizlik, adaletsizlik… Kendi ülkemin şahane yönlerini anlatmak istedikçe, bunlar geliyor aklıma. Bu kadar kötünün içinde iyiye rastlamak bir yana dursun, kötünün iyisine bile rastlayamıyoruz.

***

Değinmeden olmaz… Her gün bir kadın, her gün bir anne, her gün bir kız çocuğu… Nerede yaşıyoruz biz? Ne zaman geldik bu hale? Neden kravat takıp mahkemeye çıkan herkesi adam yerine koyuyoruz? Bir caniye melek kostümü giydirmek mi mahkemenin görevi? Böyle hukuk devletiyiz, şöyle hukuk devletiyiz… Adalet olmayan yerde hukuk devletinden söz etmek de ne garip şey!

***

Dün, bugün, yarın… Gün geçtikçe dibe batıyoruz da hala “uçuyoruz” havalarında anlatılıyor bize. Herkes yanlış ve sadece onlar doğru, herkes bilgisiz ve cahil onlara göre. Aralık ne Kasım’dan ne Ekim’den, hiçbir aydan iyi olmayacak. Verilen sözler, vaatler yalan oldu, bir millet zenginin sömürgesinde devam ettirmeye çalışıyor hayatını. Cebindeki telefonu çıkar diyenler ile gidemeyiz fezaya.

Atatürk’ün gittiği yoldan ayrılmaya başladığımız gün değiştik biz. Andımızı kaldırdılar, Milli Bayramları kutlamadılar. Her şeye rağmen;

NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE