EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz: Bugünkü iş, ekmek mücadelesini savaşa karşı mücadeleyle birleştirmek zorundayız. Savaş patronların, barış işçilerin lehinedir.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sürerken ABD’nin başını çektiği NATO ile Rusya arasında uzun süredir paylaşım kavgasına sahne olan Ukrayna’nın işgali, pek çok sivilin hayatını kaybetmesine, 1 milyonu aşkın kişinin ülkeyi terk etmesine, yerleşim alanlarının yıkılmasına neden oldu. Rusya’nın işgalini, ABD ile birlikte hareket eden batılı devletlerin yaptırımları izledi. Savaş tekellerine akan musluklar bonkörce açıldı. Ancak emperyalistler arasındaki çatışmanın karşısında birçok ülkede savaş karşıtı gösteriler meydana geldi. Devrimci, demokrat ve ileri güçler halkların barış talebini haykırdı.Savaşın etkisinin şimdiden hissedildiği Türkiye’de iktidarın tutumunu, işçi ve emekçilere yansımasını, antiemperyalist barış mücadelesini Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ile konuştuk.
Dünyanın gündemi bir anda savaş oldu. Ukrayna işgali sonrası dünya eski dünya olmayacak deniyor? Nasıl değerlendirirsiniz?
Pandemiden sonra kapitalist barbarlığın bir benzerini savaşta görüyoruz. Salgında işçileri ölümüne çarklara sürdüler. İlaç, aşı tekellerini zengin ettiler ama Hindistan gibi yoksul halklar aşıya erişemedi ve kırıldı. Ekonomik krizin etkilerinin emekçiler üzerinde yıkıcı olduğu bir dönem bu. Pandeminin zenginleri yine patronlar olurken halklar yoksullaştı. Gelir dağılımında derin uçurum oluştu. Şimdi soruyorum size; büyük insanlığın bu durumda silaha mı ihtiyacı var yoksa aşıya mı? İlaca mı ihtiyacı var, yoksa nükleer silaha mı? Ekmeğe mi ihtiyacı var yoksa misket bombalarına mı? Çocuklar için süt, bebek bezi mi, yoksa savaş bütçeleri mi ihtiyaç?
Sorun kapitalist düzen sorunudur. Bu çürümüş düzenin devamı ancak kanla savaşlarla mümkün. Pandemideki kâr savaşının yeni biçimidir savaş. Yıkarken silah tekelleri kazanıyor: inşa ederken demir, çelik, inşaat tekelleri! Enerji, toprak ve pazar paylaşım savaşının borsasından kan damlıyor. “Bundan sonra eski dünya olmayacak” dedikleri nedir? Yeni dedikleri, mezarlıktan çıkardıkları eski barbarlık savaşlarıdır. Fakat bu dönemin yazıcıları sadece emperyalist savaş güçleri olmayacak. Emperyalizme ve gerici savaşlara karşı direnen halkların da tarihi yazılacak. İşçi sınıfı ve emekçilerin mücadelesini savaşla perdelemeyi başaramayacaklar. Dönem yeni alt üst oluşların yaşanacağı, sosyalizmin emek dünyasını yeniden saracağı bir döneme de işaret. Kuruyan, yağmalanan yerküreye şöyle bir bakın; insanlığın işçi ve emekçi iktidarlarına ihtiyacı var.
Genel Başkanı kısa özgeçmişi;
1972 yılında Malatya’da doğdu. Vartolu bir işçi ailesinin 5 çocuğundan biri olarak büyüdü. İlk ve orta öğretimini İskenderun’da tamamladı. İstanbul’da inşaat, matbaa, tekstil iş kollarında çalıştı.
1991 yılında Marmara Üniversitesi Resim İş Eğitimi Bölümünü kazandı. Yükseköğrenim gençlik mücadelesinde yer aldı. Emek Gençliği örgütlenmesinin yanı sıra Emek Partisi yönetimlerinde bulundu. Hayat Televizyonu çalışanları arasına katılan Akdeniz, sonrasında Günlük Evrensel gazetesinde haber müdürü oldu, köşe yazarlığı yaptı.
Uzun yıllar mülteciler ve göçmen emeği üzerine saha çalışmaları yaptı, haber ve makaleleri çeşitli gazete ve dergilerde yayınlandı. “Suriye Savaşının Gölgesinde: Mülteci İşçiler” (2014), “Ölüm Koridorundan Mülteci Pazarlığına: Sığınamayanlar” (2016),”En Güzel Şarkı” (2018) ve “Sekizinci Kıta” (2021) kitapları yayınlandı. Fişek Enstitüsü Çocuğun İnsan Hakları Ödülü, Halkevleri Hakikatin Peşinde Koşanlar Ödülü ve Musa Anter Gazetecilik Ödüllerine layık görüldü.
22 Kasım 2020’de gerçekleşen Emek Partisi’nin 9. Genel Kongresinde Genel Başkan seçildi. Evli ve iki çocuk babasıdır.