Liberal Parti Sakarya İl Başkanlığı ev sahipliğinde yapılan “Siyasal, Hukuki, ve Yönetim Boyutları ile Etik” Konulu Genişletilmiş MKYK Toplantısı gerçekleşti
Liberal Parti Sakarya İl Başkanlığı ev sahipliğinde yapılan “Siyasal, Hukuki, ve Yönetim Boyutları ile Etik” Konulu Genişletilmiş MKYK Toplantısı gerçekleşti
Liberal Parti Genel Başkan Zübeyir Gülabi. Sakarya da
Özgürlüğü geliştirelim. geçen hafta Samsun, Ordu, Giresun illerimizi gezdik. Ondan önceki hafta Edirne, Tekirdağ, İstanbul. Bu hafta Çankırı, Kastamonu, Kırıkkale, den sonra bugün Sakarya dayız Siz neredeyseniz Liberal Parti oraya gelecek. Özgürlüğü ve umudu büyüteceğiz. Özgür ve Adil bir Türkiye için yola devam.
Liberal Parti olarak; din, inanç ve vicdan özgürlüğünün anayasal ve ahlaki bir hak olduğuna inandığımızı tekrar vurguluyor, bu zor zamanda Katolik vatandaşlarımızın yanında olduğumuzu ifade ediyoruz.
Türkiye’yi hukukun üstünlüğü ilkesi ile yönetilen, temel hak ve özgürlükleri kutsal ve dokunulmaz sayan, özgürlükçü ve katılımcı bir demokrasisi olan, mülkiyet hakkının dokunulmaz olduğu, din, vicdan, kanaat ve fikir özgürlüklerinin çok geniş olduğu, insanlarının refah içinde yaşadığı, ekonomik güvenliğin hem çalışanlar hem de emekliler için sağlandığı, insan onurunun korunmasının temel ilke olduğu, parlamenter demokrasi ile yönetilen bir ülke haline getirmektir.
Temel politik mücadelemiz, yukarıda açıklanan ilkelerimizi hayata geçirmek olacaktır.
Amacımız, Türkiye’yi gelişmiş demokrasilerin olduğu Avrupa Birliği standartlarında özgür bir toplum haline getirmektir.
Türkiye’de iktidarlar, devleti bir güvenlik aygıtı olarak algılamış, bunun sonucunda da her muhalif düşünceyi bir güvenlik sorunu olarak görüp beka sorunu haline getirerek, her gün biraz
daha temel hak ve özgürlükleri kısıtlama yoluna giderek, Türkiye’yi uluslararası endekslerde özgür olmayan ülkeler arasına sokmuşlardır. Özgürlüklerin kısıtlanması beyin göçüne ve
fakirleşmeye sebep olmuştur.
Liberal Parti, parti programında yer alan politikaların gerçekleştirilmesi suretiyle; kuvvetler ayrılığı esasına ve hukukun üstünlüğüne dayanan; yargının tarafsız ve bağımsızlığı ile
hukuk güvenliğinin en üst düzeyde sağlandığı; katılımcı ve çoğulcu demokrasinin hâkim olduğu; uluslararası sözleşmeler ve evrensel değerler çerçevesinde; temel insan haklarının ve başta ifade
ile basın özgürlüğü olmak üzere tüm özgürlüklerin garanti altına alındığı; şiddet, korku, baskı, ötekileştirme, ayrıştırma ve ayrımcılığın yaşanmadığı; hukuka bağlı, vatandaş odaklı, katılımcı,
tarafsız, saydam, hesap verebilir, denetlenebilir, etkili ve verimli bir kamu yönetiminin hayata geçirildiği; herkesin insan onuruna yaraşır yaşam ve refah standartlarına ulaştığı; çocuklarımızın
ve gençlerimizin geleceğe umutla baktığı, milletimizin barış ve huzur içinde yaşayacağı, saygın ve güçlü bir Türkiye idealini gerçekleştirmek amacıyla kurulmuştur.
Partimiz tüm politika oluşturma, karar alma ve uygulamalarında şeffaflık, hesap verebilirlik, dürüstlük, çoğulculuk, katılımcılık, kurumsallaşma, her alanda liyakati esas alma, işi ehline verme, istişareye ve ortak akla dayalı yönetim, vatandaşlarımız arasında hiçbir ayrım
yapmama, her koşulda gelişmiş bir demokrasiyi, insan haklarını, özgürlükleri ve hukukun
üstünlüğünü savunma, toplumun değerlerine, ihtiyaç ve taleplerine duyarlı olma, kendini
değerlendirmede tevazu ve ahlakı temel alma, politika uygulamalarında tutarlılık, öngörülebilirlik
ve bütüncül yaklaşımı esas alma ilkelerine bağlı kalacaktır.
Temel hak ve özgürlükler; var oluşla kazanılan, uzun tarihi mücadelelerin sonunda insanlığın ortak değerleri olarak kabul gören, insan onurundan kaynaklı vazgeçilmez ve
devredilmez hak ve özgürlükleri ifade eder.
Partimiz, “özgürlük, hayat, mülkiyet, adalet ve hoşgörü” temelleri üzerine kurulu bir demokrasi anlayışının savunucusudur. Bu itibarla, temel hak ve özgürlükleri etnik köken, dil, din,
mezhep, cinsiyet, siyasi ve sosyal aidiyet farkı gözetmeksizin tüm insanlar için tanıyor ve iç hukukumuzu bu standartlara göre uyarlamayı hedefliyoruz.
Yaşam hakkı, en temel, vazgeçilmez ve devredilemez bir haktır. Her hal ve şart altında bu hakkın korunmasını devletin birincil görevi olarak kabul ediyoruz. Vatandaşa karşı temel görevi
can güvenliğini sağlamak olan bir devlet düzeninde faili meçhuller ve yargısız infaz türü cinayetlerin varlığını kabul etmek mümkün değildir. Faili meçhul cinayetlerde devlete tazminat görevi yükleyeceğiz. Devlet sadece vatandaşlarına sorumluluklar yükleyen değil; aksine sorumluluk yüklenen bir kurum olacaktır.
Düşünce ve ifade özgürlüğü açık ve demokratik toplumun vazgeçilmezidir. İnsanın her bakımdan gelişmesinin özgür bir ortamda gerçekleşeceğine, ülkenin gelişmesinin, uluslararası
rekabetteki başarısının ve ekonomik zenginliğinin ancak özgür, özgüvenli ve farklı düşüncelerdeki insanlarla mümkün olacağına inanıyoruz. Düşünce ve ifade özgürlüğünün önünde engellerin,
korkuların, sınırların olduğu bir ülkede bunların mümkün olamayacağının bilincindeyiz. Düşünce özgürlüğü, açıkça şiddet çağrısı olmadığı sürece engellenmemelidir.
Devletin görevi, her alanda özgürce düşünmenin ve düşünceyi ifade etmenin önündeki engelleri kaldırarak açık toplum şartlarını oluşturmaktır.
Güvenlik ve Özgürlük ikilemini kabul etmiyoruz. Devlet halkının hayat, hürriyet ve mülkiyetini korumak için güvenlik gerekçesiyle, özgürlükleri kısıtlama yoluna gitmemelidir.
Devlet vatandaşın temel özgürlüklerini korumak için gerekli donanıma sahip olacak, güvenliği özgürlüğü kısıtlamadan sağlayacaktır. Özgürlüğü kısıtlamanın bir güvenlik aracı olmasını kabul etmiyoruz.
Temel hak ve özgürlükleri, özgür olarak dünyaya gözlerini açan insanın her türlü baskılardan uzak kalma özgürlüğü olarak görüyoruz.
Türk ve Müslüman devletlerin ve siyaset düşünürlerinde adalet devlet yönetimindeki temel prensiptir. Adalet düşüncesi, geçmiş Türk-İslam geleneğinde, teoride bile olsa, o kadar öne
çıkmıştır ki, devletin faaliyet alanına sınırlama getiren özgürlük anlayışının gelişmesine bile engel olmuştur. Zaten özgürlük düşüncesinin temel kaynağı da adaletin sağlanmasıdır. Ancak, adalet düşüncesinin sadece devlete bir ödev olarak yüklenmesi, sınırlarının belirlenmemesi Kadir-i Mutlak bir devlet anlayışına yol açmıştır ve bir kamu hukukunun gelişmesine engel olmuştur.

“İnsanı Yaşat ki, devlet yaşasın!” sloganını benimsemiş olan partimiz, “Adalet Mülkün Temelidir” ilkesine inanmaktadır. Türk devlet geleneğinde de var olan; Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig’de yazdığı “İl gider töre kalır!” ilkesinin, iktidar değişir ama yasalar sağlam ve adil olursa devlet yaşar demek olduğuna inanıyoruz.
Devletlerin meşruiyeti, gücü ve sürekliliği, üzerine kurulu oldukları adalet temelinin sağlamlığıyla ölçülür. Adalet değeri üzerine kurulu olan ve adaleti tesis eden devletler güçlü ve daim olurlar, adalet değerinden uzaklaşan ve zulme saplanan devletler ise yok olurlar. “Adalet mülkün temelidir” düsturunu, bu evrensel gerçekliğin veciz bir ifadesi olarak görmekteyiz.
Partimiz, adaleti toplumsal ve siyasal yaşamın vazgeçilmez bir ilkesi olarak kabul eder.
Adalet, toplumsal barışın, huzurun, güvenliğin ve refahın güvencesidir. Adaletin olmadığı yerde haksızlık ve zulüm hâkim olur. Haksızlığın ve zulmün yaygın olduğu toplumlarda çatışma,
kamplaşma ve kutuplaşma eksik olmadığı gibi, refahı sağlamak da mümkün değildir. Böylesi bir toplumda kanunlar, haksızlığı ve zulmü meşrulaştırmaktan başka bir işlev görmezler. Toplum
olarak, adalet değerinden uzaklaşan ülkemizde devlet sisteminin temellerinin sarsıldığına tanıklık etmekteyiz. Ülkemizde yaşanan sorunların ve krizlerin temelinde adalet prensibinden sapmayatmaktadır. Toplumsal, ekonomik ve siyasal yaşamımızın her alanında kendisini hissettiren adalet açığı, toplumsal barışı zedelemekte, toplumun kendi içinde ve toplum-devlet ilişkisinde
onarılması güç yaralar açmaktadır. Parti olarak, toplumda adalet beklentisinin çok yaygın ve güçlü olduğunun farkındayız.

Liberal Parti Genel Başkan Zübeyir Gülabi. Kimdir?
1963 yılında Adana’nın Kürkçüler Dağcı Köyü’nde doğdu. İlkokulu köyünde, Ortaokulu Ceyhan’da devlet parasız yatılı okulu olan Pamukeli’nde okudu. Adana Erkek Lisesi’nden sonra Kara Harp Okulu’ndan 1986’da teğmen rütbesiyle mezun oldu. 2016’da Kıdemli Albay olarak emekli oldu. Hak temelli sivil toplum kuruluşlarında gönüllü görevlerde bulundu. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Yüksek Lisansı yaptı. Nijerya’da University of Uyo’da doktora eğitimi aldı. Halen doktora öğrencisidir. Biraz Rusça, Çok iyi derecede İngilizce bilir. “Türkiye-Nijerya İlişkileri” online yayınlanmış bir kitabı vardır. Beyhan Hanımla evli ve üç çocuk babasıdır.