TMMOB: “43 yıl sonra da işsizlik, hayat pahalılığı ve düşük ücretler öncelikli sorunlarımız olarak devam ediyor”

TMMOB: “43 yıl sonra da işsizlik, hayat pahalılığı ve düşük ücretler öncelikli sorunlarımız olarak devam ediyor”

100 bin mühendis, mimar ve şehir plancısının iş bırakma eylemi yaptığı 19 Eylül 1979’un 43. yıldönümünde birçok ilde eş zamanlı basın açıklaması düzenleyen TMMOB, aradan geçen 43 yılın ardından mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı hizmetlerinin değersizleştirildiğini belirterek, “Meslek alanımızı, meslektaşlarımızı ve ülkemizin geleceğini tehdit eden uygulamalar karşısında sessiz kalmayacağız” dedi

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) 100 bin mühendis, mimar ve şehir plancısının iş bırakma eylemi yaptığı 19 Eylül 1979’un 43. yıldönümünde birçok ilde eş zamanlı basın açıklaması düzenledi.

Ankara’da MMO Eğitim ve Kültür Merkezi’nde önünde yapılan açıklamayı, TMMOB İl Koordinasyonu adına Ali Göktaş okudu.

“Tek adam rejimi altında emeğimiz değersizleşti”

Aradan geçen 43 yılın ardından kamusal yarar yaklaşımının tasfiyesiyle birlikte mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı hizmetlerinin değersizleştirildiği vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Bundan tam 43 yıl önce meslektaşlarımızın yaşadığı hak kayıplarını ve ücret adaletsizliklerini protesto etmek için TMMOB’nin çağrısıyla gerçekleştirilen eylemde maden ocaklarından enerji santrallerine, fabrikalardan şantiyelere, kamu kurumlarından limanlara kadar pek çok iş yerinde üretim durdurulmuştur. Bizler için 19 Eylül İş Bırakma Eylemi, ülkesi için düşünen, planlayan, üreten mühendis, mimar ve şehir plancılarının kendi öz güçlerinin farkına vardığı tarihtir.

Nasıl ki 15-16 Haziran 1970 direnişi ülkemizdeki işçi sınıfının özgücünü dosta düşmana gösterdiyse, 19 Eylül 1979 İş Bırakma Eylemi de ülkemizdeki mühendis, mimar ve şehir plancılarının toplumsal gücünü ve taleplerini görünür kılmıştır. Aradan geçen uzun yıllara rağmen bu ülkede emeğiyle geçinenlerin gündemleri neredeyse hiç değişmemiştir. İşsizlik, hayat pahalılığı, düşük ücretler, güvencesizlik, özlük hakları ve örgütlenme sorunları ülkemizde çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının öncelikli sorunları olmaya devam etmektedir.

İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz, tüm halkımızın olduğu gibi emeğiyle geçinen mühendis, mimar ve şehir plancılarının da hayatlarını zorlaştırmaktadır. Kamusal yatırımların ortadan kalkması, rant hırsının bilim ve tekniğin önüne geçmesi, sermayenin ihtiyaçlarının halkın ihtiyaçlarının önünde tutulması nedeniyle mesleğimiz sistematik olarak değersizleştiriliyor. Kontrolsüz yetkilerle donatılmış tek adam rejimi altında emeğimiz değersizleşirken, özlük haklarımız da giderek budanmaktadır. Gerek kamuda gerek özel sektörde her türlü mühendislik, mimarlık ve şehir planlama hizmetlerini, planlama, projelendirme, uygulama ve denetleme işlerini yürüten tüm meslektaşlarımız giderek daha zor koşullarda çalışmaktadır.

“Parti Devleti” anlayışıyla yönetilen kamu kurumlarında çalışan meslektaşlarımız siyasi baskı ve sürgün tehdidi altında, düşük ücret, kadro sorunu, özlük haklarının ihlal edilmesi, düşük ek göstergeler gibi birçok sorun ile yüz yüzedir. Güvencesiz-sözleşmeli istihdam modellerine yönelme, atamalarda liyakatin ortadan kalkması ve nihayet hukuksuz-keyfi ihraçlar gibi nedenlerle kamudaki teknik personelin iş yükü artarken, iş riski de giderek büyümektedir. Yandaş konfederasyonla imzalanan toplu sözleşmeler, şaibeli enflasyon rakamlarıyla birleşince kamu emekçilerinin her geçen gün daha da yoksullaşmasına neden olmaktadır.

“Meslektaşlarımızı ve ülkemizin geleceğini tehdit eden uygulamalar karşısında sessiz kalmayacağız”

İşsizlik, esnek çalışma, güvencesizlik, sağlıksız çalışma koşulları ve reel ücret kaybı gibi sorunların özel sektörde çalışan tüm emekçileri tehdit etiği belirtilen açıklamada şunlar söylendi:

Birliğimiz ile SGK arasındaki yapılan asgari ücret protokolünün SGK tarafından tek taraflı olarak feshedilmesi, meslektaşlarımızın düşük ücretlerle sınırsız biçimde sömürülmesine zemin hazırlamaktadır. Diğer tüm idari alanlarda olduğu gibi meslek alanımızla ilgili de bir gecede yapılan, bilime aykırı, keyfi düzenlemeler, halkın iyi ve güvenli mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı hizmeti almasını engellemektedir. Bu durumun toplumumuza maliyeti daha büyük felaketler, daha güvensiz bir hayat ve her alanda geri kalmışlık olmaktadır.

Mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki hak ve çıkarlarını korumak aslında tüm toplumun geleceğini korumak demektir. Çünkü bizim meslek alanımız, toplumun ortak yaşamının üretimini ve devamlılığını sağlamaktadır. Bizler bu anlayışla, mesleğimize ve meslektaşlarımıza sahip çıkarken, ülkemizin ve toplumumuzun ortak geleceğine de sahip çıkıyoruz. Anayasal görevlerimizi yaptığımız, mesleki sorumluluklarımızı yerine getirdiğimiz, demokratik haklarımızı kullandığımız için iktidarın hedefinde yer alıyoruz. Taksim Meydanı’na ve Gezi Parkı’na sahip çıktığımız için arkadaşlarımız cezaevinde tutuluyor. Rant projelerine karşı mücadele ettiğimiz için yöneticilerimize davalar açılıyor. Demokratik hak ve özgürlüklerimizi kullandığımız için baskılara uğruyoruz.

Herkes bilsin ki bedeli ne olursa olsun halkımız için mücadele etmekten bir adım bile geri adım atmayacağız. Meslek alanımızı, meslektaşlarımızı ve ülkemizin geleceğini tehdit eden uygulamalar karşısında sessiz kalmayacağız. Bizler mesleğimizi bilimden, üretimden ve toplumdan yana kullanan bir mücadele geleneğinin sürdürücüsüyüz. Bu anlayışla TMMOB’nin bilim ve tekniği esas alan, kamu çıkarını savunan, eşitlik, özgürlük ve demokrasiden yana tavrını korumaya devam edeceğiz. Ülkemizin ve meslektaşlarımızın dayanışmaya ve birlik içinde olmaya en fazla ihtiyaç duyduğu bu dönemde 19 Eylül Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’nü kutluyoruz.

Etiketler

Fehmi Duman