TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şube Yönetim Kurulu Başkanı Semih UÇAR”Uyarıyoruz…”
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şube Yönetim Kurulu
Başkanı Semih UÇAR ve Yönetim Kurulunun, “Şantiye Şefleri Hakkında
Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” nedeniyle yaptığı
basın açıklaması.
Uyarıyoruz… Șantiye Șefleri Hakkında Yönetmelikte Yapılan
Son Değişiklik Yapı Güvenliğinde Riskleri Daha da Büyütecek,
Mühendisler Şantiyelerden Koparılacaktır.
18.11.2022 tarihli Resmi Gazetede Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı
tarafından hazırlanan “Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair
Yönetmelik” yayımlanmış ve Odamızca söz konusu yönetmelik değişikliğinin yetersizliği
ortaya konulmuşken, Yönetmelik bir kez daha revize edilerek 6 Nisan 2024 tarih ve 32512
sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
Yapılan değişiklikler ile;
• Kamu işlerinde; aynı ihale ve sözleşme kapsamında olanların tek iş olarak
kabul edileceği, Yönetmelikle belirlenen deneyim koşullarının uygulanmayacağı ve deneyim
koşullarının idare tarafından belirleneceği,
• Şantiye şeflerinin aynı anda üstlenebileceği yapı alanı m2 üst sınırları
esnetilerek 31/12/ 2025 tarihine kadar 1500 m2 sınırın 2.500 m2 ve 4.500 m² sınırının 5000
m² olarak uygulanacağı,
• Şantiye şefinin görev alabileceği belirli bir m² üzerinde yapı alanında getirilen
deneyim şartının 31/12/2025 kadar ertelendiği,
• 5543 sayılı İskân Kanununa veya 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi
Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanuna
göre hak sahibi olan kişilere ait aynı köy veya mezranın yerleşik alanı ve civarındaki işlerin
tek iş olarak değerlendirileceği,
• Afet Bölgelerindeki uygulamada, Yönetmelikte şantiye şefinin görev alabileceği
iş sınırını etkisizleştiren bir düzenleme ile aynı ilçe sınırları içerinde 250 m²’yi geçmeyen
işlerin toplamı 1.250 m²’yi bulana kadar tek iş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası uzun süredir, güvenli bir yapı üretimi ve yapı
üretim sürecinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için şantiye şefliği konusunda çalışmalar
yürütmektedir. Bu çalışmalar kapsamında Şantiye Şefliği Hakkında Yönetmelik Değişiklik
Taslağı ve teknik raporlar hazırlanarak kamu kurumları, ilgili kuruluşlar ve meslektaşlarımızla
paylaşılmıştır.
Bilindiği üzere Şantiye şefinin önemli görevleri bulunmaktadır; bunlardan ilki yapının
fen ve tekniğe, ruhsat ve projesine uygun olarak inşa edilmesi, ikincisi inşaatın iş ve
işlemlerinin planlanması, sevk ve idaresi, üçüncüsü iş güvenliğinin sağlanması, işçi
sağlığının gözetilmesidir.
Topraklarının yüzde 93`ü aktif deprem kuşağı üzerinde bulunan Türkiye`de,
güvenli yapı üretimi ve deprem nedeniyle oluşacak zararların asgariye indirilebilmesi
için şantiye şefliği anahtar konumunda yer almaktadır.
Şantiye şefliğinin bir başka kilit rolü şantiye alanında işçi sağlığı ve güvenliğinin
sağlanmasıyla ilgilidir. Ne acıdır ki ülkemiz yıllardır işçi ölümlerinde Avrupa birinciliğini ve
dünya üçüncülüğünü bırakmamaktadır. Bu işçi ölümlerinin büyük çoğunluğunun inşaat
sektöründe yaşandığı herkesin malumudur. Dolayısıyla, iş kazalarına karşı alınacak
önlemlerde müteahhitlerin sorumluluklarını yerine getirmesinin yanı sıra, şantiye şefliğinin
yetkin kişilerce yürütülmesi hayati önemdedir.
Yapı üretim sürecinde bu denli önemli bir görev olan şantiye şefliği, gerek
mevzuatta yer alan, gerekse uygulamada yaşanan eksiklikler ve yanlışlıklar nedeniyle
çözümün değil sorunun bir parçası haline getirilmiştir.
Şantiye şefinin, taşıdığı sorumluluk ve şantiye alanında yüklendiği görevin
kapsamı dikkate alındığında şantiyeden hiç ayrılmaması gereken bir görev olması
gerekirken, bir mühendisin yapılan düzenlemelerle belirlenen m²`ye kadar 4 ayrı işin
şantiye şefliğini yapma şansı yoktur. Üstelik ilgili mevzuata göre, yapım işinin tek
ruhsata bağlı veya toplu yapı niteliğinde olması halinde yapı inşaat alanı sınırı
uygulanmamaktadır. Bu koşullarda, nitelikli bir yapım hizmeti sunmak olanaksız hale
gelmektedir.
TÜİK’in 2021 verilerine göre ruhsata tabi işlerin %72’si konut üretimi olup, konut
üretiminin %64’ü ortalama 1800 m² civarında inşaat alanına sahiptir. Mevcutta konut
üretiminin bu aralıkta yoğunlaşması Odamızın 1500 m²’yi geçen işlerde şantiye
şefliğinin tam zamanlı olarak yapılmasını ve iş deneyimi yerine meslek yaşının esas
alınmasını talep etmesindeki temel gerekçedir. Dolayısıyla Odamız açısından, şantiye
şefliğinin daha esnek bir hale getirilmesi kabul edilemez bir durumdur. Tam tersine bir
deprem coğrafyasına sahip olan ülkemizde şantiye şefliği 1500 m² üstü bütün işlerde
tam zamanlı olarak yapılmalıdır.
Yaşadığımız 6 Şubat depremlerinin ardından köy, mezra ve ilçelerdeki küçük ölçekli
konut üretim süreçlerinde insan, ekipman, makine vb. kaynağının temini için belirli dönemleri
kapsayan kararların alınması ihtiyaç olabilir ve anlaşılabilir. Ancak coğrafyasının büyük bir
kesimi deprem tehlikesi altında olan ülkemizde, yapı güvenliği açısından son derece önem
arz eden şantiye şefliğinin mevcut halinden dahi daha esnek bir hale sokulmasının yapı
güvenliği ve kamu sağlığı açısından hiçbir izahı yoktur.
Açıkça ifade etmek gerekirse Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı güvenli
yapılaşma ve halk sağlığının sağlanması konusundaki asli sorumluluğunu, Ülkemize
münhasır sınırsız serbestlik ve denetimsizlik isteyen yapı müteahhitliği müessesinin
baskılarına boyun eğerek yerine getirememektedir.
Konut üretimine, halkın can ve mal güvenliğini yadsıyarak sadece kar odaklı bakan ve
mümkün olduğunca mühendislik hizmetlerini yasal prosedürü tamamlamak amacıyla
imzacılığa indirgeyen bu yapılaşma, kamu kurum ve kuruluşlarını esir almıştır.
Bu durum ve ciddiyetsizlik afet bölgelerindeki konut üretim ihalelerinde de kendini
göstermektedir. İlgili ihalelerin idari ve teknik şartnameleri incelendiğinde; istenen anahtar
teknik personelin nitelik ve sayısının işin muhtevasına bakılmaksızın rastgele belirlendiği,
teknik şartnamelerin, etüt ve proje faaliyetlerinin yeterince önemsenmediği tespit
edilmektedir.
Bir önceki değişiklikte kamu kurumları için m² şartı aranmaksızın tam zamanlı şantiye
şefliği öngörülmüşken, son değişiklik ile aynı ihale ve sözleşme kapsamındaki kamu işlerinin
tek iş olarak değerlendirileceği düzenlenerek, tam zamanlı kavramının içi tamamen
boşaltılmakta ve yönetmelikle öngörülen deneyim koşulu ise tamamen idarenin keyfi
düzenlemesine bırakılmaktadır.
Kamu kurumları dışındaki yapılarda m² sınırlarının yukarıya çekilerek, yürürlük
tarihinin 31/12/2025’e ertelenmesi bir önceki değişiklikle sağlanan kısıtlı ve kısmi
iyileştirmenin tasfiye edilerek, mühendislerin şantiyelerden koparılmasına sebep
olacak ve halkın nitelikli ve güvenilir konutlarda yaşama hakkını elinden almaktan
başka hiçbir şeye hizmet etmeyecektir. Deprem ve diğer afetlerin yapılarda yaratmış
olduğu hasarların çok büyük bir kısmının imalat kusurlarından kaynaklandığı biliniyor
olmasına rağmen, inşa sürecinin temel aktörü olan şantiye şefliğine gerekli önemin
verilmiyor olması düşündürücüdür.
Ayrıca Afet Kanununa göre hak sahibi olanlara ilişkin yapılan düzenlemeye, aynı
zamanda 5543 sayılı İskân Kanununa göre hak sahibi olanların da eklenerek hak sahibi olan
kişilere ait aynı köy veya mezranın yerleşik alanı ve civarındaki işler tek iş olarak
değerlendirileceği düzenlemesi getirilmiştir. Bilindiği üzere İskan Kanunu yurt dışından gelen
göçmenlerin, yerleri kamulaştırılanların, göçebelerin ve millî güvenlik nedeniyle yerlerinin
değiştirilmesine karar verilenlerin iskânı ile köylerin toplulaştırılmasına ve fiziksel yerleşimin
düzenlenmesine ilişkin uygulamaya esas alınacak tedbirlere dair hükümleri kapsar. Söz
konusu düzenlemeye İskan Kanunun da eklenmesiyle neyin amaçlandığı tarafımızca
anlaşılamamıştır.
Sonuç olarak tekrar vurgulamak gerekirse; Şantiye şefliği yapı üretim sürecinin
aslı bir unsuru olup bir deprem coğrafyası olan ülkemizde halkın can ve mal güvenliği
açısından son derece kritik bir öneme sahiptir. Ancak görünen o ki yapılan değişiklikle
şantiye şefliği hizmeti resmi prosedürleri tamamlamak amacıyla kağıt üzerinde
kalmaya, yurttaşlarımız ise aynı acıları yaşamaya devam edecektir.
Siyasi iktidarı bir kez daha uyararak, son değişiklikleri bir an önce iptal etmeye,
bilime ve mühendisliğe kulak vererek konunun uzmanları ve meslek odalarıyla birlikte
kamu yararına uygun düzenlemeler yapmaya davet ediyoruz.