Urfalı fıstık üreticileri nakliye ücretleri altında eziliyor.
Urfalı fıstık üreticisi Antep deposuna muhtaç olmak istemiyor
Urfalı fıstık üreticileri, kentte iklimlendirme özelliğine sahip lisanslı depo imkânı olmamasından yakınıyor. Ürünlerini Antep’teki depolara götüren üreticiler nakliye maliyetleri altında eziliyor.
2022 Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Antep Fıstığı olarak bilinen fıstığın en çok yetiştirildiği kent Urfa.
Ancak buna rağmen Urfalı fıstık üreticileri, yeterli imkân ve olanağa sahip olamadıkları için büyük zorluklarla karşı karşıya bırakılmış durumda.
Kentte lisanslı depo sayısının yetersizliği nedeniyle üreticiler çıkmazda. Bin bir emekle üretim sağlayan çiftçilerin banka ve tarım destekleme kooperatiflerinden destek alabilmek için ürünlerini lisanslı depolara götürmeleri gerekiyor. Fakat Urfa’da lisanslı depo imkânı bulamadıkları için ürünlerini başka kentlere götürmek zorunda kalan fıstık üreticileri nakliye ücretleri altında eziliyor.
Lisanslı depolar ürünlerin türüne göre muhafaza etme özelliğine sahip olarak inşa edildikleri için ürünler buralarda zarar görmeden sağlıklı bir şekilde tutulabiliyor. İklimlendirme özelliğine sahip bu depolara ürününü bırakan çiftçi bıraktığı gibi alabilme şansına sahip. Yasal mevzuata dayanarak ticaret odaları ve ticaret borsası tüzel kurumların eliyle kurulan lisanslı depolarda, çiftçiye ürünün güvenilir saklanması ve sağlık muhafaza edilmesi konusunda güven verdiği için ayrıca daha çok tercih ediliyor.
Urfa Bozova Ziraat Odası Başkanı Fuat Elmas “Yüksek girdi, kuraklık ve elektrik kesintileri nedeniyle fıstık, buğday, arpa ve mercimekte rekolte kaybı yaşandığını belirten Bozova Ziraat Odası Başkanı Fuat Elmas, “Tarıma hükmeden dünyaya hükmeder” diyerek çiftçilere destek çağrısı yaptı.
Türkiye’de üretilen fıstığın yaklaşık yüzde 50’si, mercimek, buğday ve arpanın ise önemli bir kısmını karşılayan Urfa’da, yüksek girdi ve elektrik sorunu nedeniyle çiftçiler zor günler yaşıyor. Tarım için önemli bir merkez olan Urfa’da 1 milyon 500 dönümde fıstık üretimi yapılırken, 60 bin dönümde ise badem üretimi yapılıyor. Kentte üretilen 2 milyon 500 bin dönüm buğdayın, yaklaşık 300 bin dönümü kuru olarak ekiliyor. 1 milyon 200 bin dönüm kırmızı mercimek ekiminin ise 800 bin dönümü kuru koşullarda ekilirken, 800 bin dönüm ekilen arpanın tamamı kuru koşullarda ekiliyor.
‘Her elektrik kesintisi bize rekolte kaybı olarak yansıyor’
Çiftçilerin korkarak üretim yaptığını belirten Almas, üreticilerin hiçbir zaman mutlu olmadığını kaydetti. Bozova’da tarım yapılan arazilerin yüzde 30’unda sulu tarım yapıldığını dile getiren Elmas, “Sulama yapmak için elektriğe ihtiyacımız var. Korkmadan üretim yapmamız gerek. Elektriği sağlayan Dicle Elektrik Dağıtım (DEDAŞ) ayda bir sulama birliklerinin elektriğini kesiyor. Her elektrik kesintisi bize rekolte kaybı olarak yansıyor. Çiftçi üretim yaparken girdiler nedeniyle hasat edeceği üründen yüzde 10 gibi bir kazanç sağlayacakken, elektrik nedeniyle o yüzde 10’da gidiyor. Bir an önce bölgede elektrik sorunu çözülmeli” diye konuştu.
‘Bir tarım politikası yok. Acınacak durumdayız’
Pamuk ve şeker pancarı ektiğini belirten Elmas, “Eskiden pamuk ekerken dönüme yüz kiloya yakın gübre atardım ve onun karşılığını da alırdım. Şu anda 60-70 kilo atabiliyorum. Bu rekolteyi de etkileyecek. Üretici ektiği zaman kazanamamasından kaynaklı tarlasını bahçeye çeviriyor. Fıstık ekiyor gidip başka yerlerde çalışıyor. 20 yıl sonra o fıstıktan medet umuyor bu şekilde tarım olmaz. Urfa’da 4-5 ilçeyi birleştirirsek Hollanda kadar oluyor. Ama Hollanda tarımda dünyaya öncülük ediyor. Bizim üreticimiz başka illerde çalışmaya gidiyor. Bir tarım politikası yok. Acınacak durumdayız” dedi.
‘Hasat yapmadan o faturayı çiftçi nasıl ödesin?’
DEDAŞ’ın istediği zaman elektriği kesebildiğini belirten Elmas, “DEDAŞ’tan önce böyle bir sorun yoktu. Nasıl bir anlaşma yapıldıysa kimse DEDAŞ’tan hesap soramıyor. Bize ‘dağı taşı ekin’ diyorlar. Ben ekemiyorum ki. Ektiğim zaman benim elektriğimi kesiyorsun, ben nasıl ekeyim? İki gün önce DEDAŞ sulama birliklerini borçlarını ödemesi durumunda elektriklerini kesmek ile tehdit etmiş. Şu an hasat zamanı yaklaşıyor, 3 gün elektrik kesintisi çiftçinin yüzde 15 kaybı demek. DEDAŞ her ay fatura kesiyor. Ancak tarımsal elektik faturaları sezonluk ödenmeli. Tarımsal alan her ay para ödeyemez. Hasat yapmadan o faturayı çiftçi nasıl ödesin? Üretici ürününü satacak, ancak o zaman verebilir. Üretici yüksek girdilerin altında ezilirken bir de buna elektrik katıldı” ifadelerini kullandı.
‘Neden kooperatif alım yapmıyor?’
Urfa’da 14-15 Nisan tarihinde etkili olan zirai don nedeniyle fıstıkta yüzde 70’e varan ürün kaybı olduğunu belirten Elmas, fıstıkta taban fiyatı olmamasına tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta fındıkta taban fiyatı açıkladığını hatırlatan Elmas, “Bizde fıstıkta taban fiyatı istiyoruz. Fıstıkta her zaman fındık a verilen taban fiyatın 15 TL üstü bir değer biçiliyor. O zaman su altı boz fıstığın kilosu en az 70 TL olmalı. Devlet bize sahip çıkmadığı için üretici tüccarlara teslim olmuştur. 4-5 tüccar birleşmiş, zor emekle yetişen fıstık a göz dikmiştir. 70 TL olması gereken fıstık şu an pazarda 50 TL’ye satılıyor. Yazık. Bu kadar başıboşluk olmaz. Bir an önce mahsul ofisleri alım yapmalı. Neden kooperatif alım yapmıyor?” diye sordu.
‘Biz neden yağı, şekeri, buğdayı ithal ediyoruz?’
Çiftçinin tarımdan kaçtığını söyleyen Elmas, Urfa’da üretilen hiçbir üründe taban fiyatı olmadığını söyledi. Taban fiyat olursa üreticinin hesap yaparak zarar etmeyeceği şekilde üretim yapacağını dile getiren Almas, “Cumhurbaşkanı ‘dağı taşı ek’ diyor ve sonrasında sahip çıkmıyor. ‘Ek enflasyon oranından artış ile senin ürününü devlet olarak ben alırım’ denilse ben neden ekmeyeyim. O zaman Hollanda’yı geçeriz. Biz neden yağı, şekeri, buğdayı ithal ediyoruz. Ben bunu üretebilirim yeter ki bana destek ver” dedi. Fıstıkta dönüm başına verilen 50 TL İyi Tarım Uygulamaları (İTU) desteklemesinin geçtiğimiz yıl 20 TL’ye düşürüldüğünü hatırlatan Elmas, uygulama ile “Fıstık ekmeyin” denildiğini sözlerine ekledi.
‘Tarıma hükmeden dünyaya hükmeder’
Üreticilerin en büyük sorununun “güven” olduğunun altını çizen Elmas, devamında şunları söyledi: “Hükümet yüzünü üreticiye dönecek ve ‘ben seninleyim’ diyecek. Üretici ile oturup ‘biz üretimi nasıl daha yaygınlaştırabiliriz?’ diye sorsunlar her şey hal olur. Yeter ki bize güven versinler. Tarıma hükmeden dünyaya hükmeder. Her şeyden önce güven olmalı, ancak bu yok. Biz üretmezsek herkes kaybeder. Biz aç kalırsak herkes aç kalır.”
LİSANSLI DEPO FAİZSİZ YA DA DÜŞÜK FAİZLİ KREDİ İMKÂNI SAĞLIYOR
Lisanslı depo talebinde bulunan Urfalı fıstık üretici, lisanslı depolamanın çiftçiye bankalardan ve kooperatiflerden düşük faizli ya da faizsiz kredi olanağı sunduğu için özellikle tercih edildiğinin bilgisini paylaşıyor. Bozova’nın Boztepe köyünde yaşadığını aktaran ÇİFTÇİ, “3 bin fıstık ağacım var. Yıllık ortalama 8 ton fıstık üretiyorum. Fıstığımızı, bankaların kredilerinden faydalanmak için mecburi Antep’teki lisanslı depolara götürüyoruz. Urfalı binlerce üretici ya fıstığını ilk elden satmak zorunda kalıyor ya da nakliye ücretlerine katlanıp Antep’e götürmek zorunda kalıyor” sözleriyle yaşadıkları zorlukları anlattı.
ÜRETİCİLER FISTIK TÜCCARLARININ KISKACINDA
Kentteki fıstık üreticilerinin lisanslı depo dışında da sorunlar yaşadığını bildiren ÇİFTÇİ fıstık piyasasını elinde tutan fıstık tüccarlarının ciddi boyutlara varan fırsatçılığıyla karşı karşıya olduklarını da aktarıyor. ÇİFTÇİ sözlerini şöyle sürdürüyor: “Urfalılar olarak ürünlerimizi alıp satmak ya da depolamak için Antep’e götürüyoruz. Birçok üretici de nakit paraya ihtiyacı olduğu için fıstığını hemen satıyor. Oradaki fıstık tüccarları ağız birliği yaparak fiyatları aşağıya çekiyorlar. Örneğin geçen yıl depolama yapamadığımız için hemen sattık. Bizden fıstığın kilosunu 120 TL’ye alan fıstık tüccarları, çiftçilerin elindeki tüm ürünleri toplayıp bir hafta sonra fiyatı 180 TL’ye çıkardılar. Ortada ciddi bir fırsatçılık yapan tüccar kıskacı var ve şu an yine fıstık hasadı geldi. Tüccarlar el birliğiyle fiyatı yine 120 TL’ye düşürmüşler. Depolama imkânı olmadığı için çoğunlukla Urfalı fıstık üreticileri, fırsatçılık yapan tüccarların insafına kalıyor. Özel depolama yapan kişiler çiftçinin ürününü ondan habersiz satıp kaçabiliyor. O yüzden çiftçi onlara da teslim edemiyor. Urfalı fıstık üreticileri olarak bu sorunlardan kurtulmanın tek yolu lisanslı depolardır.”
‘NAKLİYE ÜCRETLERİNDEN KURTULMAK İSTİYORUZ’
Fıstık üreticisi ise Türkiye’de en çok fıstığı Urfa’nın üreticilerinin yetiştirdiğini fakat fıstığı işleyerek pazara sunacak imkana sahip olmayan ilin de Urfa olduğu görüşünde. Fıstığın depolamasından, fıstık borsasına, fıstığın tüm işlemlerden geçirilerek hazır hale getirildiği tüm sanayi olanaklarına kadar her şeyin Antep’te olduğunu söyleyen ÇİFTÇİ “En çok bizler üretiyoruz. 4 bin fıstık ağacına bakıyorum. Ben ve ailem gece gündüz çalışıyoruz. Ama lisanslı bir depomuz bile yok. Urfa’da fıstığı üretecek piyasaya sunacak bir sanayi işletmesi imkânı yok. Her şeyin merkezi Antep olmuş. Aynı imkanların Urfa’da da olmasını istiyoruz. Akaryakıt çok pahalandı. Nakliye fiyatları 5 katına çıktı. Ürünlerimizi buradan yükleyip Antep’e götürmek oldukça masraflı. Girdi maliyetleri zaten artmış ayrıca nakliye ücretleri altında ezilmek istemiyoruz” diye konuştu.
‘LİSANSLI DEPO BELGESİ OLMAYINCA KREDİ İMKANLARINDAN YARARLANILAMIYOR’
Urfalı çiftçilerin yaşadığı sorunları ilişkin konuşan Urfa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Abdullah Melik, Türkiye’nin en büyük fıstık üreticisinin Urfa olduğunun resmi rakamlarla tescillendiğinin bilgisini veriyor. Lisanslı depoculuk oluşturulması için kentte bulunan ticaret borsası, ticaret odası gibi tüzel kişiliğe sahip kurumların projelendirme yapabileceğini söyleyen Melik, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bu projeye bütçe sağlayabileceğini de sözlerine ekliyor.
Lisanslı depo olmayışının yarattığı sıkıntıları anlatan Abdullah Melik finans sıkıntısı çeken çiftçinin bu depolardan belge alarak Ziraat Bankası veya tarım kredi kooperatiflerinden düşük faizli ya da faizsiz kredi alma şansı olduğunu kaydetti.
Melik şöyle devam etti: “Çiftçi ürünü hasattan alır almaz ucuza satacağına orda muhafaza edip ve gerçek değerine kavuştuğu noktada satabiliyor. Lisanslı depo haricindeki depolanan fıstığa kimse kredi vermiyor. Bu depolar şart. Urfa’da lisanslı depo olursa bu depolarla küçük çiftçiler de korunacak.”
LİSANSLI DEPO PROJEMİZİ OLUŞTURDUK KAYNAK ARIYORUZ
Lisanslı depo için proje sunma yetkisine sahip olan kurumlardan biri olan Urfa Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Kaya, öncesinde devlet eliyle depolama işlemi yapan Türkiye Mahsuller Ofisi’nin (TMO) zarar edip kapatılmasının ardından lisanslı depoculuk seçeneğinin gündeme geldiğini hatırlattı. Bunun da kentlerde bulunan ticaret odaları, ticaret borsası gibi kurumların projelendirmesiyle oluşturulmaya başlandığını söyleyen Kaya “Bizler bu işin öncülüğünü yapıyoruz. Şimdiye kadar Urfa’ya biri 20 ton olan pamuk biri de 40 ton hububat deposu olan iki büyük lisanslı depo kazandırdık. Şimdi sıra yine lisanslı fıstık deposunda. Tüm projemizi hazırladık ve Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına sunduk. Bu depoların her biri 200 milyon TL’ye mal oluyor. Bakanlık bütçesinden tümüne yetecek kadar bir ödeme yapmadığında bizler bu işin olması için elimizden geldiği kadar bütçe bulup yapmaya çalışacağız” dedi.
‘LİSANSLI DEPO İÇİN ÇALIŞMAMIZ UZUN BİR ZAMANDIR VAR’
Urfa’ya iki büyük lisanslı depo kazandırdıklarını söyleyen Ticaret Borsası Başkanı Kaya, “İlimize inşallah bir lisanslı fıstık deposu da kazandıracağız. İki yıl önce bunun çalışmalarına başladık. Yer temini ve projelendirmemizi bitirdik. Şimdi bakanlık ve Avrupa Birliği’nde destek ve fon sağlama sürecindeyiz. Türkiye’de toplamda 126 tane lisanslı depo var bunlardan sadece 7 tanesi bizim gibi tüzel yapıya sahip ticaret borsaları eliyle oluşturulmuş. Diğerleri ise özel şirketlere ait depolar. Bu 7 tanesinden 2 tanesi şu an Urfa’da ve üçüncü depomuz olan lisanslı fıstık depomuzu da umuyoruz ki en kısa zamanda şehrimize kurarak çiftçilerimizin sesine ses kentin ihtiyacına cevap oluruz” dedi.
Kaya, deponun tam olarak ne zaman yapılıp çiftçinin hizmetine sunulacağına dair ise net bir tarih veremediklerini söyledi.
Etiketler
Bunlarda İlginizi Çekebilir