Yalova
Coğrafi Konumu
Yalova, Türkiye’nin kuzeybatısında, Marmara Bölgesi’nin güneydoğu kesiminde yer almaktadır. İlin kuzeyinde ve batısında Marmara Denizi, doğusunda Kocaeli, güneyinde Bursa (Orhangazi-Gemlik) ve Gemlik körfezi yer almaktadır.
Yalova 39–40 Kuzey enlemi, 29–61 Doğu boylamları arasında, denizden yüksekliği 2 metre, en yüksek noktası 926 metredir. 847 km2’lik alanı ile ülke yüzölçümünün %0.11’lik bölümünü kaplamaktadır.
Yalova doğu kıyılarındaki düzlükler dışında, dağlık bir araziye sahiptir. Bölgenin güneyi; batıdan doğuya doğru İzmit – Sapanca arasında Kocaeli Sıradağları ile birleşen Samanlı Dağlarıyla kaplanmış durumdadır. Birçok tepelerin bulunduğu bu dağlık arazide en yüksek tepe (926m.) Beşpınar tepesidir.
Yalova ilinin kuzeyinden güneybatısına kadar olan sınırları Marmara Denizi ile çevrilmiştir. Kıyılar girintili çıkıntılı bir özellik göstermez.
İlin bitki örtüsünü makiler ve ormanlar oluşturmaktadır. Samanlı dağlarının kuzey ve güneyinde vadi içlerinde bulunan makiler, bu kütlenin etekleri boyunca kesintili şeritler ve parçalar halinde bulunurlar.
Yalova’nın güneyindeki dik yamaçlar tümüyle gür bir orman örtüsü ile kaplıdır. Ormanlar ilin yaklaşık %5’ini kaplar. Ormanlık alanlarda genellikle kayın, meşe, gürgen, kızılcık, kestane ve ıhlamur ağaçları görülür.
Marmara bölgesinin doğusunda yer alan Yalova ilinin iklimi, makro-klima tipi olarak; Akdeniz ve Karadeniz iklimleri arasında bir geçiş niteliği taşır. Yalova iklimi, kimi dönemlerde karasal iklim özelliklerini yansıtmaktadır. Yalova bölgesinde kuzeyden ve güneyden gelenlerle, sakin nitelikli olmak üzere başlıca üç tür hava akımı egemendir. İlde yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve bol yağışladır.
İl bugünkü idari bölünüşe göre Merkez İlçe ile birlikte altı ilçeden oluşmaktadır. Diğer ilçeler; Altınova, Armutlu, Çınarcık, Çiftlikköy ve Termal’dir.
Yalova’da merkez ve 5 ilçe belediyesi ile birlikte toplam 14 belediye bulunmaktadır. Merkez ilçede 1 (Kadıköy), Altınova’da 3 (Kaytazdere, Subaşı ve Tavşanlı), Çınarcık’ta 3 (Koruköy, Esenköy, Teşvikiye) ve Çiftlikköy’de 1 (Taşköprü) belde belediyesi vardır. Bu ilçelere bağlı köy sayısı ise 43’tür.
Yerleşim biriminin kuzeyinde İstanbul İli bulunmakta olup, bu sınır 24 mil uzunluğunda Marmara Denizi’dir. Güneyinde Bursa İli Orhangazi İlçesi, batısında Bursa İli Gemlik İlçesi, doğusunda Kocaeli ili Karamürsel ilçesi yer almaktadır.
Tarihçesi
Arkeolojik kazılarda başlı başına bir tarih araştırması yapılmadığından antik çağda Yalova ve yöresi hakkında kesin ve net bilgilere sahip değiliz. Ancak bölge tarihiyle birlikte yorumlandığında Hitit dönemine kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Başlangıçta kesin bilgiler olmadığı için tek başına tarihini ortaya çıkarmak mümkün olmamıştır. Buluntulardan edinilen varsayımlara göre Yalova Prehistorik çağda bir geçit yeridir. Bu bölgede M.Ö. 1200 yılında Frigler, M.Ö. 700 yıllarında da Bithynler egemen olmuşlardır. M.Ö. 74’te Roma’lıların yönetimine giren yöre, MS.395 yılında Roma ikiye ayrılınca Yalova, Doğu Roma yani Bizans sınırları içinde kalmıştır. Bugünkü Yalova Kaplıcaları’nın tarih içinde önemli bir yeri vardır.
1075 yılında İznik’i alarak başkent yapan Kutalmışoğlu Süleyman Şah kısa sürede Yalova, Karamürsel ve İzmit’i de alarak İstanbul kapılarına dayandı. Ancak 1086’da Süleyman Şah’ın ölümünden sonra başlayan Haçlı seferleri sırasında tüm bölgeyle birlikte Yalova’da büyük yıkıma uğramıştır. 27 Temmuz 1302 tarihinde yapılan Bafeus Muharebesinden sonra Yalova ve civarı kesin olarak Türk hâkimiyetine girmiştir. Bafeus Muharebesinin bugünkü Altınova yakınlarında olduğu bilinmektedir.
Yalova’nın Osmanlı topraklarına katıldığı dönemde buralarda Rum ve Ermeni nüfus hakimdi. Giderek Müslüman Türk nüfus artmaya başladı. Yalova 1867’de Bursa Merkez Sancağına bağlı bir kaza iken 1901’de bağımsız İzmit Sancağına bağlandı. Kurtuluş Savası sırasında Yunan Askeri birliklerince işgal edilen Yalova, verdiği büyük mücadele ile 19 Temmuz 1921 tarihinde düşman işgalinden kurtulmuştur. Kurtuluş Savaşı sonrasında 19 Ağustos 1929 tarihinde ilk defa Yalova’ya gelen Atatürk, Termal’in yeniden ihya edilmesini sağlamıştır.
Yalova’yı adeta yazlık başkent yapan Atatürk‘ün isteği üzerine 1930’da İstanbul ilçeleri arasına katılan Yalova, 1995 yılında ise İstanbul İl’inden ayrılarak müstakil il yapılmıştır. Yalova’nın, 5 Haziran 1995 tarih ve 550 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin, 6 Haziran 1995 tarih ve 22305 sayılı Resmi Gazetede yayınlanması ile il statüsüne kavuşması ile Yalova ilçesi Yalova İli’nin merkez ilçesi olmuştur.
Nüfus Durumu
Cumhuriyet döneminde Yalova’nın nüfusu 1927–2015 yılları arasında yapılan bütün nüfus sayımlarında kesintisiz olarak artmıştır. Bununla birlikte ilde nüfus artış hızının istikrarlı olduğu pek söylenemez. Yalova’nın nüfusu bir süreliğine 17 Ağustos 1999 Doğu Marmara Depremi’nden etkilenmiş ve nüfus artış hızı azalmıştır. Ancak bu durum fazla uzun sürmemiştir.1935 yılında 16.840 olan Yalova nüfusu, 1970 yılında 42.589’a, 2015 yılında da 233.009’a yükselmiştir. Başka bir deyişle Yalova nüfusu 1935-2015 yılları arasında yaklaşık olarak 14 kat artmıştır.
Yalova İli devamlı göç alan bir ilimizdir. Nüfus yapısı büyük ölçüde Karadeniz kökenli ve Balkan göçmeni vatandaşlarımızdan oluşmaktadır. Türkiye’nin her bölgesinden göç almakla beraber, il olmasının da etkisiyle özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden aldığı göçlerle son yıllarda nüfusta büyük bir artış yaşanmış, 17 Ağustos 1999 Doğu Marmara Depremi ile bu göç bir ölçüde azalmıştır.
Kurtuluş Savaşı döneminde Kafkasya ve Balkanlar, Cumhuriyet döneminde ise Türkiye’nin her bölgesinden göçlerin olması ve son yıllarda da Güneydoğu Anadolu Bölgemizden yoğun göçlerin olması, nüfusun oldukça farklı gelir düzeyine sahip insanlardan oluşmasına ve Yalova’nın farklı bir kültürel ve kozmopolit yapıya bürünmesine yol açmıştır.
İlin doğal ve göçlerden meydana gelen nüfus artışlarına paralel olarak, inşaat sektöründe hızlı gelişme görülmüştür. Yalova’nın İstanbul’un turistik banliyösü konumunda olması nedeniyle ilde önemli sayıda yazlıkçı bulunmaktadır.
2015 yılı itibariyle nüfus yoğunluğu km²’ye 275 kişi olup, bu yoğunluk 101 kişi olan Türkiye ortalamasının yaklaşık 2,7 katına denk gelmektedir. İlin 233.009 kişi olan toplam nüfusunun 116.150’si erkek, 116.859’u ise kadındır. Nüfus büyüklüğü açısından ildeki ilk üç yerleşim merkezi; Yalova (112.183 nüfus), Çiftlikköy (27.263 nüfus) ve Çınarcık (14.086 nüfus) olarak sıralanmıştır.
İlde nüfus artış hızının yüksek seyretmesinin en önemli nedeni, göç ile gelen nüfus miktarının yüksekliğidir. 1995-2013 yılları arasında Yalova İli’ne toplam 98.444 kişi göç ederek gelmiş, aynı dönemde 78.808 kişi ise ilimizden başka illere göç etmiştir. Bu dönemde ilimize göç edenlerin toplam il nüfusu içerisindeki oranı % 44,7’ye ulaşmıştır.
Yalova’ya Ait Eserler
Müzeler
AÇIK HAVA MÜZESİ
Yaşar Okuyan Bulvarı Sanat Sokağı köşesinde, Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün 18.03.2002 tarih ve 003448 sayılı onayları ile Açık Hava Müzesi kurulmuştur. 6000 yıllık geçmişe sahip olan İlimizin çeşitli yerlerinde çıkan ve değişik yerlerde muhafaza edilen tarihi eserlerin toplanarak sergilendiği güzel bir mekân oluşturulmuştur. 29 Ekim 2003 tarihinde açılan müzede Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemine ait eserler yer almakla birlikte Yalova’nın çeşitli bölgelerinde bulunan eserlere ait maketler de yer almaktadır. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından kurulan Açık Hava Müzesi; Bursa Müzesi Uzman elemanları tarafından dizayn edilmiş olup, 2005 yılsonu itibariyle, İlimizde çeşitli tarihlerde çıkarılan 46 adet mevcut tarihi eserlerin döküm bilgileri hazırlanmıştır.
Yalova Belediyesi personeline zimmetle teslim edilen eserler 24 saat koruma altında olup, mesai saatleri içerisinde ziyaret etmek mümkündür.
TERMAL ATATÜRK KÖŞKÜ
Termal Atatürk Köşkü 1929 Yılında 38 günde yaptırılmıştır. Mimarı Prof.S.Hakkı Eldem’dir. Köşk’te ilk yabancı devlet adamı olarak İran Şahı ağırlanmıştır. Köşk tamamen ahşaptan yapılmış olup, iki katlıdır. Üç şeref salonu ve onbir odası vardır. Dönemin kullanılan eşyası ile birlikte korunan Köşk müze olarak halka açıktır. Çok partili sisteme geçiş, Yerli Malı Haftası, Türk Tarih ve Dil Kurumlarının kurulması, Kuran’ı-Kerim’in Türkçeleştirilmesi çalışmaları gibi zamanın birçok önemli kararları burada alınmıştır. Köşk’te bulunan bazı eşyalar ve özellikleri; Kurşunlu banyo ve kadınlar tablosu (Nurettin Niyazi 1930) Bir dağ yamacı ve bazı hayvanları temsil eden bir resim (Ayvazoski–1875). Halılar: İran, Hereke. Vazolar: Yıldız porselen, Fransa, Japon ve Çin, ayrıca bir tanesi Mısır yapımın Hiyeroğlif yazılarla süslü pirinç ve abanoz ağacından yapılmış. Karyolalar: Pirinç yatak odası takımı, Fransız lake sandalyeler ceylan derisi ile kaplanmıştır. Radyo: Alman (RCA) marka. Piyano: Wilheelm Spaethe (Gera) Anneannesinden kalan kanaviçeli seccade. Masa: iki tarafı da eşit yapılmış, her iki tarafa kullanılıyor, İngiliz yapımı demir aksamları, yaldız altından kaplama. Dosya Dolabı: Kaplama, gül ağacı, demir aksamları yaldız altın. İran Şahı’nın hediyesi saat, şamdan altın, yaldız kaplama.
Termal Atatürk Köşkü; Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından 15.5.1983 tarih ve 14971 sayılı kararla Korunması Gerekli Kültür Varlığı olarak tescil edilmiştir. Termal Atatürk Köşkü, TBMM Milli Saraylara bağlı olarak hizmet vermektedir.
YÜRÜYEN KÖŞK
Atatürk bir gün çiftliğe gittiğinde, Köşkün hemen yanındaki Ulu Çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan ile karşılaşır. Hemen bahçıvanı yanına çağırarak bunun nedenini sorar. Görevli bahçıvanın cevabı şöyledir: Ağacın dalları uzamış binanın duvarına dayanmıştır. Aldığı cevaptan tatmin olmayan Atatürk, düşünülmesi bile imkânsız olan bir emir verir: “AĞAÇ KESİLMEYECEK, BİNA KAYDIRILACAK.” Görev İstanbul Belediye’sine intikal eder. Belediye Fen İşleri Yollar Köprüler Şubesi sorumluluğu üstlenir. Başmühendis Ali Galip Alnar yanına aldığı teknik elemanlarıyla Yalova’ya gelerek çalışmaya başlar. 8 Ağustos 1930 tarihinde önce bina çevresindeki toprak büyük bir dikkatle kazılıp yapının temel seviyesine inilir. İstanbul’dan getirilen tramvay rayları döşenir. Santim, santim çalışılarak bina yapı altına sokulan raylar üzerine oturtulur. Artık binanın raylar üzerinde kaydırılarak ağaçtan uzaklaştırılması aşamasına gelinmiştir.
Güzel ve sıcak bir yaz akşamında Ulu Önder Atatürk ile birlikte, kardeşi Makbule Atadan, Vali vekili Muhittin Bey, Emanet Fen Müdürü Ziya Bey ve Cumhuriyet Gazetesi Baş muhabiri Yunus Nadi nezaretinde bina 4.80 m. Civarında kaydırılır. Bu olağanüstü ve riskli iş 10 Ağustos 1930 tarihinde tamamlanır ve Ulu Çınar Ağacıda kesilmekten kurtulur.
O günden beri köşkün adı “Yürüyen Köşk” olarak kalmıştır. Kültür Bakanlığı Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 12.07.1980 gün ve 12238 sayılı kararı ile korunması gerekli Kültür ve Tabiat Varlıkları arasında sayılmış ve tescili yapılmıştır. 2006 Yılında, Yalova Belediyesi tarafından restorasyonu yapılarak ziyaretçilere açılmıştır.
HERSEKZADE AHMET PAŞA CAMİ
Yalova İli, Altınova İlçesi, Hersek Köyü’nde bulunan, 15. y.y. Osmanlı dönemi eserlerinden Hersekzade Ahmet Paşa Camii’nin mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olup, Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 18.03.1999 tarih ve 451 sayılı kararı ile tescil edilmiştir.
1458 Yılında doğan ve doğduğu Bosna-Hersek’ten getirilerek saraylarda yetiştirilen devrinin ünlü sadrazamlarından Hersekzade Ahmet Paşa tarafından XVII. Yüzyılda, kendi adıyla anılan beldede yaptırılmıştır. İzmit Körfezi’nin en dar yerinde olması nedeniyle Herzekzade Ahmet Paşa, Hersek’e küçük bir liman. 700 ev, çift kubbeli büyük bir camii, 2 han, 1 imaret, 1 mescit 1 medrese ve 1 tekke yaptırmak suretiyle bu beldeyi ihya etmiştir. Ne yazık ki camiin kubbeleri dâhil diğer bölümlerinin bazı kısımları depremde yıkılmıştır.
Hersekzade Ahmet Paşa Camii mimarisinde kesme taş örmeciliği ağırlık kazanmaktadır. Camii’nin restorasyonu için gerekli çalışmalarda İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından başlatılmıştır.
RÜSTEM PAŞA CAMİİ
Yalova merkezde bulunan Rüstem Paşa Camii Osmanlı dönemi mimari yapılardandır. Mimar Sinan tarafından yapıldığı bilinen Rüstempaşa Camii; Osmanlı Paşası Rüstem Paşa tarafından 17. yüzyılda yaptırılmıştır. Camii Kubbeli ve kare planlı olarak yapılmıştır. Yalova Merkez, Rüstempaşa Mahallesi, 1 pafta, 35 ada 24 parsel’de bulunan Rüstempaşa Camii; Gayrimenkul Eski Eserler Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından 16.9.1973 gün ve 7412 sayılı kararı ile tescil edilmiştir. Marmara depremi nedeniyle zarar gören minaresi yeniden yapılmış olup diğer bölümlerde restorasyon yapılarak ibadete açılmıştır.
HACI ALİ PAŞA CAMİ (AHMET ÇELEBİ) (Çarşı Cami)
Armutlu ilçe merkezinde bulunan Hacı Ali Paşa Cami (Ahmet Çelebi) aynı zamanda Çarşı Cami olarak ta bilinmektedir. Yapım tarihi belli değildir. Orhan Gazi döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Mülkiyeti Vakıflar Bölge Müdürlüğüne ait 24 pafta 4475 parselde bulunan Camii; İstanbul II Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 12.11.1998 tarih ve 4967 sayılı kararı ile Korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. İbadete açık olan caminin iç ahşap dizaynı ve dış ahşap saçakları, ince bir ahşap işçilik örneğini sergilemektedir.
Köprüler
TAŞKÖPRÜ
Yalova İli, Çiftlikköy İlçesi, Taşköprü Beldesi’nin adının Taşköprü olarak anılmasına sebep olan ve halen kullanılan tarihi köprüdür. Köyün kuzeyinde akan bir derenin üzerine yarım daireler şeklinde biçimlendirilen ayaklar üzerine oturtulmuş ve kesme taşlarla yapılmıştır. Köprünün kesin tarihi bilinmemekle beraber yaklaşık 400 yıllık olduğu rivayet olunmaktadır. Köprünün, tarihi değer taşıması nedeniyle; İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 2.3.1993 tarih ve 3026 sayılı karar ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiştir.
Kaleler
ÇOBAN KALE
Çoban Kale, Yalova ili Altınova İlçesi’nde, Hersek’ten güneye doğru uzanan vadi içindeki tarihi İpek Yolu üzerindedir. Hersek’ten yaklaşık 7 km., Soğuksu (Ayazma) Köyü’nden 2 km. güneydedir. Kale, 150 rakımlı bir tepenin zirvesinde, 150×120 metre ebadında bir alanı işgal eder. Bir görüşe göre, belirlenemeyen bir tarihte Cenevizliler tarafından yapıldığı ileri sürülmektedir.
ELMALIK KALESİ
Ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı belirlenememiş olan Elmalık Kalesi, köyün 500 metre kadar güneyinde, 270 rakımlı Bahçe Tepe üzerinde, her 2 tarafından geçen yolu kontrol edebilen hâkim bir noktadadır. Kuzey Güney uzunluğu yaklaşık 80 metre, Doğu-Batı uzunluğu yaklaşık 40 metredir. Güney yönünden çıkılması kolay, diğer yönlerden çıkılması zordur. Özellikle kuzey ve doğu yönü çok sarptır. Kale içinde su sarnıcı, tünel, ambar gibi yapılanmalar bulunmadığından buranın savunma amaçlı yapılmadığı düşünülmektedir. Kale, etrafından geçen iki yola da hâkim olduğu için kontrol ve güvenlik amaçlı yapıldığı düşünülmektedir. Kurtuluş Savaşı’na kadar sağlam durumda bulunan kale bugün tümüyle harap olmuştur.Yalnızca güneydeki kapının bir bölümü ile batı tarafında yer alan burçlardan birkaçının izlerini görebilmek mümkün olmaktadır.
Kale köyden fark edilememekte, ancak kaleden Marmara denizi rahatlıkla görülebilmekte, sahilin kontrolü mümkün olabilmektedir. Eski köylülerin ifadesiyle kale adeta Karakilise (Çiftlikköy’de bulunan)’ye bakar durumdadır.
Batısındaki ve güneyindeki tepeler daha yüksektir. Doğusunda bir vadi yer almaktadır. Batıdaki eğim daha hafiftir. Ayakta kalan burçlardan en iyi durumda olanın dışta örgü sistemi görülebilmektedir. Burada taşlar düzgün olmamakla birlikte yerden belli bir kesime kadar iki sıra tuğla, bir sıra taş şeklinde örülmüştür. Daha üst kısımlarda normal taş örgü devam etmektedir.
11. ve 12. yüzyıllarda önemli olduğu tahmin edilen Elmalık Kalesi, Pylai sahil kentinin kalesi durumunda olup, sahildeki yerleşimin tehlike anında sığındığı yer olduğu düşünülmektedir.
Açık Hava Müzesi
Yaşar Okuyan Bulvarı Sanat Sokağı köşesinde, Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün 18.03.2002 tarih ve 003448 sayılı onayları ile Açık Hava Müzesi kurulmuştur. 6000 yıllık geçmişe sahip olan İlimizin çeşitli yerlerinde çıkan ve değişik yerlerde muhafaza edilen tarihi eserlerin toplanarak sergilendiği güzel bir mekân oluşturulmuştur. 29 Ekim 2003 tarihinde açılan müzede Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemine ait eserler yer almakla birlikte Yalova’nın çeşitli bölgelerinde bulunan eserlere ait maketler de yer almaktadır. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından kurulan Açık Hava Müzesi; Bursa Müzesi Uzman elemanları tarafından dizayn edilmiş olup, 2005 yıl sonu itibariyle, İlimizde çeşitli tarihlerde çıkarılan 46 adet mevcut tarihi eserlerin envanter bilgileri hazırlanmıştır.
Yalova Belediyesi personeline zimmetle teslim edilen eserler 24 saat koruma altında olup, mesai saatleri içerisinde ziyaret etmek mümkündür.
Termal Kaplıcalar
Yalova İli’nde bulunan Yalova- Termal ve Armutlu Kaplıcaları Türkiye’nin 1. derece önemli ve öncelikli kaplıcalarındandır. Termal Kaplıcaları Yalova İl merkezi’ne 12 km uzaklıkta Termal ilçe merkezinde bulunmaktadır. 212 yatak kapasitesine sahip olan Termal Turistik İşletmeleri, Samanlı Dağı’nın yamacında vadi içerisinde yer almaktadır. 6 Eylül 1982 gün ve 17804 sayılı Resmi Gazetede yapılan ilana göre kaplıca işletme sınırları içindeki 104 hektarlık alan kamu mülkiyetinde bulunmaktadır. Termal kaplıcaları, Türkiye’nin en düzenli gelişmiş kaplıca alanıdır. Altyapı sorunu yoktur. Kaplıca‘ya ulaşım asfalt yolla sağlanmaktadır.
Termal Tesisleri’nin girişinde, Yedi Havuzlar’da denilen bir çağlayan bulunmaktadır. Çeşitli, renkli ortancaları ile ünlü Termal’de, çok nadide ağaçlar bulunmaktadır. 39 çeşit yaprağını döken ağaç, 26 çeşit yaprağını dökmeyen ağaç, 25 çeşit yaprağını döken ve sürekli yeşil çalı ve 18 çeşit sarıcı ve örtücü bitki vardır. Güney Park çam, manolya ve değişik türde ağaçlar içindedir.
Termal’de bulunan Gökçedere’ye kaplıca sularının verilmesiyle otel ve motellerin büyük bir bölümü tesisleri içerisinde müşterilerinin kaplıca sularından faydalanmalarını sağlamaktadırlar.
Yüzyıllardır çeşitli medeniyetlerin şifa merkezi olan Termal’in şifalı su kaynakları günümüzde de birçok hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Kaplıca suları romatizmalı ve metabolizmalı hastalıklarda, sindirim sistemi, karaciğer, safra kesesi, böbrek ve idrar yolları hastalıkları, ortopedik operasyonlar sonrası, deri hastalıkları, psikolojik hastalıklar, kadın hastalıkları, fonksiyonel rahatsızlıklara sahip hastalara şifa dağıtmaktadır.
Geçmiş dönemlerde farklı kültürlerin etkisi altında kalan Termal, özellikle Romalılar döneminde kaplıcalardan dolayı çok ilgi görmüş ve önem kazanmıştır. M.Ö. 2000 yıllarında büyük deprem sonucunda ortaya çıktığı bilinen Termal kaplıcaları 6.yy ‘dan itibaren PYTHİA THERMA _Pythia ‘daki kudret ve kuvvet hamamları olarak gösterilmiştir. Bunun nedeni ise, toprak yarıklarında çıkan buhar ve sıcak sudan dolayı burasının bir yeraltı tanrısına ait olduğunun düşünülmesiydi. Özellikle gençlik aşısı yerine geçen Hayat İksiri kaplıca hamamları ilk olarak Kral Constantinus tarafından yaptırılıp, Iustinianos zamanında da restore edilmiştir.
Kaplıcalar, Sultan Abdülhamit zamanında tekrar önem kazanmış ve Ulu Önder Atatürk döneminde son halini almıştır. Atatürk, Termal’e büyük önem vermiş, sık sık dinlenmek üzere Termal’e gelmiş ve burada uzun zaman geçirmiştir. Termal, tarihinin her döneminde bir sağlık ve dinlenme merkezi olarak önemini korumuştur. Osmanlılar zamanında kaplıca suları 1892’de Cemiyet-i Tıbbiye tarafından incelenmiş, suların Aix Les-Bains sularına eşit olduğunun anlaşılması üzerine buraya otel ve hamam yapılmıştır. 1932 yılında Atatürk’ün kazı emrini vermesi ile başlatılan çalışmalar da çeşitli adak stelleri, mezar taşları, bir kilise ve dehliz, Bizans İmparatoru II. Iustinianos (M.S.565-578) monogramı taşıyan sütunlar bulunmuştur.
Kilise ve dehlizin o dönemin günah çıkarma yeri olarak kullanıldığı, hastaların gelecekten haber almak üzere burada uykuya yattıklarına dair rivayetler vardır. Dehlizde en ufak bir fısıltının diğer taraftan duyulması, bu rivayetlere ışık tutmaktadır. Kilisenin kapısında bulunan iki mezar taşının da Beş Melek Kilisesi’nin Ayazması’na ait olabileceği düşülmektedir
Kurşunlu Hamam;
16 yüzyıl önce Bizans İmparatorluğu Iustinianos tarafından yaptırılmıştır. Afet ve savaşlar nedeni ile zamanla toprağa gömülmüş olan Kurşunlu Hamam, 1990 yılında Osmanlı Padişahı Abdülhamit’in emriyle onarılmıştır. Hamamın üstü kurşunla kaplı olduğu için Kurşunlu Hamam adını almıştır. Banyonun dış cephesinde mermer üzerine Osmanlıca yazılmış bir kitabe bulunmaktadır.
Valide Hamamı Bizans Kralı Constantinus döneminde 6 kubbeli olarak yapılmıştır. Halen 3 kubbesi yoktur. Osmanlı döneminde Sultan Mecid tarafından onarılmış ve annesi burada tedavi gördüğünden Valide Hamamı adını almıştır.
Ulaşım
Termal Kaplıcalar Yalova Merkezine asfalt yolla sadece 12 km mesafededir.
Adnan Menderes Mahallesi
Bahçelievler Mahallesi
Bağlarbaşı Mahallesi
Bayraktepe Mahallesi
Dere Mahallesi
Fevzi Çakmak Mahallesi
Gaziosmanpaşa Mahallesi
İsmetpaşa Mahallesi
Kazım Karabekir Mahallesi
Mustafa Kemal Paşa Mahallesi
Paşakent Mahallesi
Rüstempaşa Mahallesi
Süleymanbey Mahallesi
Seyrantepe Mahallesi
1973 Yılında Yalova’da dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Yalova’da bitirdi. Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünden mezun olduktan sonra ikinci üniversite olarak İktisat ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünden mezun oldu.
Tutuk, Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurtlar sahibi ve İşletmecisidir.
3 Dönem AK Parti Yalova Merkez İlçe Başkanlığında çeşitli kademelerde görev aldı. Daha sonra 2 dönem İl Yönetimde Halkla İlişkiler ve Mali İşler Başkanlığı görevini yaptı 2019 Mali İdareler seçiminde Adalet ve Kalkınma Partisi Meclis üyesi olarak seçildi .Tutuk Evli ve 3 çocuk babasıdır.
Naim Ardıç
Başkan Yardımcısı
- 0226 811 50 00 – 04
- 1528-1541
Bahaddin Erbay
Başkan Yardımcısı
- 0226 811 50 00 – 04
- 1528-1541
Ahmet Sarıduman
Başkan Yardımcısı
- 0226 811 50 00 – 04
- 1528-1541
Fatih Şahin
Başkan Yardımcısı
- 0226 811 50 00 – 04
- 1528-1541