Sakarya UMKE ekibi depremde yaşadıklarını anlattı

Sakarya UMKE ekibi depremde yaşadıklarını anlattı

Sakarya UMKE ekibi depremde yaşadıklarını anlattı

Kahramanmaraş merkezli yaşanan 6 Şubat depremlerinde 11 ilimiz etkilenirken, asrın
felaketiyle adeta yerle bir olan deprem bölgesinde görev yapan Sakarya UMKE ekibi üyeleri
yaşadıklarını paylaştı.
“İNSAN KURTARMAK İÇİN GİTTİK, HEP CENAZE ÇIKARDIK”
Deprem bölgesine Sakarya’dan ilk giden UMKE ekibinde yer alan Hemşire Pınar Tütüncü’de o
gün yaşadıklarını anlattı. Osmaniye’ye ulaşmak için zorlu hava koşullarında yolla çıktıklarını
dile getiren Pınar Hemşire, Bakanlığın yönlendirmesiyle bir an önce Osmaniye’ye varmaya
çalıştıklarını söyledi. Pınar Hemşire, o gün yaşananları şu sözlerle anlattı: “İkinci deprem
haberini yolda duyduk. İki kez yıkılmıştık! Saat 21.00 sıralarında Osmaniye’ye giriş yaptık.
Sakarya UMKE Tim-1 ekibimize Metin Tamer Sitesine intikal görevi verildi. Site yerle bir
olmuştu, insanlar dışarda korkmuş, üşümüş, üzgün ve şok içinde bir umut beklerken telefon
sesi geldiği bilgisiyle arama çalışmaları bir noktada yoğunlaştırıldı. Saatler sonra isminin Deniz
Kaya olduğunu öğrendiğimiz 35’li yaşlarda bir kadın depremzedeye ulaşıldı. Sadece yüzünün
bir kısmı ve sağ kolu dışardan görülebiliyordu. Sırtı yere gelmiş, cenin pozisyonunda,
bacaklarının üstünde evinin, yuvasının enkazını taşıyor ve gücü yettiğince sesini duyurmaya
çalışıyordu. Aynı zamanda hemen yanında eşinin ve az ilerisinde çocuğunun cenazesi
olduğunu bilmeden kurtarılmayı bekliyordu. Ulaştığımız ilk uzvundan damar yolu açarak
hidrasyona başladık ve bilincini açık tutmaya çalıştık. İlerleyen süreçte bir başka ilden nöbeti
devralmaya gelen UMKE personeli arkadaşlarımıza nöbeti ve Denizi emanet edip bölgeden
ayrıldık. Birkaç saat sonra, depremin 24’üncü saatinde bir umut olarak kurtarılan Denizin
daha sonrasında hayatını kaybettiğini büyük bir üzüntüyle öğrendik. Bu olay beni gerçekten
çok etkiledi. Orada yaşadıklarımız ve hissettiklerimizi kelimelerle anlatmak mümkün değil.
Hep birilerini kurtarmak için çabaladık ama çoğu zaman sadece cenazeleri enkazdan
çıkarmak durumunda kaldık. 18 Şubatta Sakaryaya dönüş yaptık. Yaşanan büyük felaketin
birinci yılında hayatını kaybeden tüm canlarımızı rahmetle anıyor, yaralılarımıza şifalar,
yakınlarına büyük sabır diliyorum.”
“HİÇ DÜŞÜNMEDEN YANGINA DALDIK”
UMKE ekibinde yer alan Acil Tıp Teknisyeni Furkan Kardeş o gün yaşananların hafızalarda çok
taze olduğunu vurgulayarak 1999 Marmara Depremini yaşamış biri olarak büyük bir hüzünle
bölgeye hareket ettiklerini dile getirdi. Kardeş, o gün yaşadıklarını şu sözlerle dile getirdi:
“Yıllar önce bize uzanan yardım elini uzatma sırası bizdeydi. İlk dört gün sahada enkaz arama
kurtarma çalışmalarında görev aldıktan sonra, akut dönemde artık sona gelinmişti. Osmaniye
içerisinde Masal Parkta kurulan çadır kentte sahra hastanesi kurulumu gerçekleştirildi.
Görevimizin geri kalanında burada faaliyet gösterdik. Sahra hastanesinin bulunduğu çadır
kentte gecenin bir vakti el ayak çekilmişken yangın çıktı. Askerler yangını söndürmek için
koşarken bende yangını gördüm ve koştum. Yangın alanına en yakın yangın söndürücü sahra
hastanesindeydi. Tüpü alıp sadece koştum, koşarken yanımda bir önceki vardiyadan çıkan
ekip arkadaşımı gördüm. İstirahate geçeceği sırada yangını fark ederek ayakkabılarını bile
giymeden öylece bir yangın tüpünü kapıp gelmiş. Yangına ilk giren ikimiz olduk. Tek
düşündüğümüz bir kişinin daha burnu kanamasın. Bir çocuk daha üzülmesin. Bir anne daha

ağlamasın. Zaten insanların evleri yıkılmıştı, bir de zar zor başlarını soktukları çadırlar yanıp
gitmesin. Bir şekilde yangın söndürüldü. Etrafı çok yoğun bir duman kapladı. Bölgedeki
çocukları ve yaşlıları tahliye ettim. Sahra hastanesine girdiğimde tüm ekip arkadaşlarımın iyi
olduğundan emin olmak istedim. Bir kişi eksikti ve hala yangın alanından çıkmamıştı.
Göğsüme dolan dumanın beni yavaşlattığını hissettim ama biz kimseyi geride bırakmayız,
çünkü bize böyle öğretilmişti. Tekrar ağzımı bağlayarak daldım çadırların arasına. Çok
geçmeden bulduk birbirimizi. Çok şükür iyiydi. Sahra hastanesine beraber geri döndük.
Tedavi edilmemiz gerekiyordu. Ama kapasitemiz yeterli değildi. Önce hastalara, yaşlılara
bakmalıydık. Herkese bakıldı ve durum stabil hale geldikten sonra dumandan etkilenen diğer
ekip arkadaşlarımla birlikte hastaneye gittik. Tedavi altına alındık. Hastane hınca hınç
kalabalık. İlk önce hasta olan biri diğerine, sonra diğeri ötekine kendi kendimize yer değişerek
tedavimizi yaptık. Bizler bu göreve giderken bazı şeyleri geride bırakarak geldik, belki bir
çocuğun gülümsemesine faydamız olur, belki bir ananın gözyaşını sileriz diye düşündük.
Bugün tekrar aynı şey olsa kimsenin canı yanmasın diye hiç düşünmeden tekrar o yangının
içine girerim.”

Etiketler

Fehmi Duman